Çanakkale'nin Avrupa yakası, Gelibolu Yarımadası
Gelibolu Yarımadası Çanakkale Savaşları'nın yaşandığı önemli
bir bölge. Ancak Çanakkale Savaşları ayrı bir bölüm olarak ele alındığından
burada Yarımada'nın savaş dışında kalan özellikleri verilmektedir.

Çanakkale ilinin hem Avrupa hem de Asya kıtasında ilçeleri, köyleri var. Avrupa kıtasına doğrudan ulaşmak isteyenler Edirne veya İstanbul yönünden Çanakkale il merkezine uğramadan gidebilirler.İstanbul'dan çıkanlar Tekirdağ-Keşan veya Tekirdağ-Şarköy üzerinden ulaşabilirler. Şarköy yolu daha kısa ama Keşan yolu daha iyi.Tarihi Milli Park ve Çanakkale Savaşı ayrı bir bölümde ele alınıyor. Savaş Boğaz'ın hem Asya hem de Avrupa yakasında geçti. Savaşın büyük bölümü de Avrupa
kısmında oldu.Savaşın dışındaki kısmıyla Avrupa yakasındaki, yani Gelibolu Yarımadası'ndaki Çanakkale'yi görelim. Bu yönden gelince Çanakkale'ye Bolayır ile giriliyor.
Eceabat

Çanakkale il
merkezinin karşısındaki Eceabat ilçesi Avrupa ve Asya kıtaları arasında Boğaz
geçişini sağlayan en işlek yer. Sık feribot seferlerinin yapıldığı ilçenin ilk
yerleşiminin Balkanlar'dan gelen Traklar tarafından kurulduğu biliniyor. Maydos
adıyla bilinen yerleşime ardından Foça (Phokai), Miletos ve Midilli (Lesbos)
Adası'ndan gelen göçmenler gelmişler. Coğrafyacı Strabon ise Lesboslularca
kurulduğunu yazıyor.
İlçeye deniz tarafından bakılınca anıtsal Osmanlı kaleleri etkileyici bir
görüntü oluşturuyor.
Çanakkale Boğazı'nı kontrol altında tutmak için daha önce ve Osmanlı döneminde
bu yörede bir çok kale yapıldı.
Sestos Kalesi
İlçeye 4 km. uzaklıktaki Yalova köyündeki kale Akbaş Limanı'nın güneyinde
bulunan antik kentin kalesiydi. Kalenin taşları daha sonra Bigalı ve Kilitbahir
kaleleri yapılırken kullanıldı. Bu nedenle bu kaleden kalan pek bir şey yok.
Bigalı Kalesi
Eceabat'ın 5 km. uzağındaki kale 1807'de yapılmaya başlandı. Bu kalede de Sestos
Kalesi'nin taşları kullanıldı.
Kilitbahir Kalesi

Osmanlı kaleleri arasında bir başyapıt sayılan kale 1462'da Fatih sultan Mehmet
tarafından yaptırıldı. Kanuni Sultan Süleyman bir kapı kulesi ve sur ekletti.
Çok özgün bir planı olan kalede surlara çok önem verilmemiş; yonca yaprağı
şeklindeki üç avlulu içkale ise korunaklı yapılmış. Yedi katlı olan içkale
düzgün moloz taştan inşa edilmiş.Seddül Bahir Kalesi1659'da İstanbul'da da bir çok eseri bulunan Mimar Mustafa Ağa tarafından
yapılmış.
Yolların kavşağında
Eceabat Trakya yönünde gelişte Anadolu yakasına (Çanakkale'ye) geçiş noktası
olduğu gibi batı yönündeki iskelesi ile de Türkiye'nin en büyük Adası olan
Gökçeada feribotlarının kalkış noktası.Feribot iskelesinin bulunduğu mendireğin diğer tarafı ise kumsallı güzel bir
koy. Yörenin tamamında olduğu gibi biraz yukarılarında çamlar başlıyor.
Gelibolu

Bir sahil yerleşimi. Eski adı Gallipoli idi. Çanakkale dünyada en eski yerleşimi Dardonos
ya da I. Dünya Savaşı sırasında cereyan eden Çanakkale Savaşları nedeniyle
Gallipoli olarak tanınıyor. Boğazın Avrupa ve Asya yakaları arasındaki feribot
seferlerinin en kuzeydeki iskelesi burada.Büyük bir balıkçı barınağı var, çok sayıda da balıkçı teknesi. Balıkçı barınağı
bir yol ve köprü ile kesiliyor ve yolun iç tarafında köprü altından denizle
bağlantılı havuzu andıran çok korunakla bir barınak bölümü bulunuyor.
Barınaktaki balık lokantalarında da her zaman taze balık bulunuyor. Balık
konserveciliğinin Türkiye'de öncülerinden olan Gelibolu'da günümüzde de konserve
yapımı sürüyor. İskele çevresindeki dükkan vebüfelerde satılıyor.Bu küçük liman Boğaz'daki konumu ve korunaklı oluşuyla Bizans ve Osmanlı
dönemlerinde de önemliydi.Bunun hemen kıyısındaki kale kalıntısı özel bir müze olarak düzenlenmiş.
Dünyadaki ilk deniz haritası çizenler arasında olan denizci Piri Reis'in adının
verildiği müze çok küçük ve az eser var. Ama amatör bir ruhla düzenlenmiş olması
ve kale yapısı içinde yer alması ile sevimli bir müze. Kale antik çağdan ama
sonra çok sayıda onarım görmüş. Piri Reis'in mezarı da Gelibolu'da.
Gazete kupürlerinden Bizans kaplarına, Osmanlı mezar taşlarından silah ve
sikkelere kadar arkeolojik buluntular sergileniyor.

Türk-İslam
eserleri bakımından da zengin olan Gelibolu'da Astsubay Orduevi yakınındaki
Bayraklı Dede türbesi aslında Osmanlı Komutanı Süleyman Paşa'nın (Bolayır'a
bakınız.) bayraktarı. 14. yy'dan beri halk burayı ziyaret ederek bayrak asma
geleneğini sürdürüyor. Bu nedenle de "Bayraklı Dede" deniliyor.Süleyman Paşa veya Büyük Cami denilen cami 1358 yılında yapılmış. 1676 ve
1889'da onarım görmüş. Dikdörtgen planlı ve taş duvarlı caminin üç giriş kapısı
var.Gelibolu'da çok sayıda da Türbe var. Ahmet Bican, Mehmet Bican, Hallacı Mansur,
Kalafat Mehmed Paşa, Emir Ali Paşa, Güveyi Sinan Paşa türbeleri başlıcaları.Hoşgörünün sembolü Mevlana'nın inancını paylaşanlarca 1656 yılında yaptırılan
Gelibolu Mevlevihanesi özellikle görülmeye değer. Restorasyonu 2004 yılı sonunda
bitecek şekilde süren etkileyici bir bina. Askeri Hastane'nin alanındaki yapı
Türkiye'deki 2. büyük "Tekke" yapısı. Günümüze ulaşmayan ek yapıları vardı.
Okul, han, aşevi bölümleri ile 80 yoksulu barındırabiliyordu. En önemli özelliği
dünyada mihrabı olan tek mevlevihane olması.Sema ayininin yapıldığı meydan bin izleyici alabilecek büyüklükte.
Bolayır ve Saros Körfezi
Çanakkale il sınırlarına girince hemen büyük savaşın izleri görünmeye başlıyor.
Tabyalar göze çarpıyor.
Burada yarımadanın en dar yerlerinden bir bölgeden geçiyoruz. Denize, Saroz
Körfezi'ne doğru gidersek kısacık bir yol yazlık evlerin bulunduğu Baklaburun'da
veya Yıldızkoyu'nda sahile ulaşıyor.Anayoldan ayrılıp iki km. içeri girince Bolayır'a ulaşılıyor. Bolayır küçük,
kapalı bir kasaba havasında sakin bir yerleşim. Oldukça düzenli.İlgi çekici yanı mezarlığı. Ağaçlıklı mezarlığın hemen girişinde sadece 48 yıl
yaşayabilen ama bu kısa süreye dolu bir yaşam sıkıştıran şair Namık Kemal'in
beyaz mermerden yapılmış mezarı bulunuyor. Namık Kemal Türk tarihinde "Vatan
Şairi" olarak biliniyor.Mezarlığın ucuna doğru ise Süleyman Paşa Türbesi var. 1356 Yılında Rumeli
(Avrupa) yakasına ilk geçen Osmanlı komutanıydı. Rumeli yakasındaki ilk
fetihleri gerçekleştirmişti.
Türbede üç mezar bulunuyor. Biri Süleyman Paşa'nın, biri lalasının (eğitmeni),
diğeri de Paşa'nın av sırasında üzerinden düşerek öldüğü atının.Bolayır'da bulunan antik çağ kalıntıları Çanakkale Müzesi'nde.
Saros Körfezi kıyıları

Gelibolu
Yarımadası boyunca uzanan ve kuzeyi Edirne ilinde bulunan büyük bir körfez
Saroz. Körfez; kumsallı plajları, yazlık evleri, küçük otelleri ile bir tatil
merkezi olmanın yanı sıra özellikle dalma sporu yapanların, sualtı balık
avcılarının gözdesi.Çanakkale Savaşları sırasında çok sayıda savaş gemisinin batması ve bu
batıkların balıklar için yuva işlevi görmesi nedeni ile iyi de balık yapar.
İstanbul ve çevre illerden dalış eğitimi veren ve dalış turları düzenleyen
acentaların en çok tercih ettikleri yerlerden birisi Saroz Körfezi.Körfez'e Kaz Dağları'nın ve çam ormanlarının oksijenini taşıyan rüzgar denizden
estiğinde de bol iyotlu havayı taşıyor.Bu özelliği ile solunum sorunu olanlar için tedavi edici bir rol de oynayan
Körfez'de deniz de çok temiz.
Gelibolu'da Konservecilik

Türkiye'de
balık konserveciliğinin merkezi Çanakkale ve Gelibolu. Gelibolu'da salamura
ve konserve balık yapımı ve işletmeciliğinin tarihi eskiye uzanıyor.
Konservesi en çok yapılan balık türü ise sardalya.
Sardalya ilçe dışına doğrudan ihraç edildiği gibi, kurulan konserve
fabrikalarında işlenerek konserve olarak da tüketime sunuluyor.
Yıllardır bu bölgede avlanan sardalya, Türkiye'de Gelibolu ismiyle de
özdeşleşmiş. Sardalya'nın Festivali de var bu nedenle. Sardalya Festivali
1976 yılından bu yana çeşitli etkinliklerle her yıl düzenleniyor.